Site Rengi

DOLAR 32,4768
EURO 34,8408
ALTIN 2.477,67
BIST 9.530,47
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 19°C
Hafif Yağmurlu
İstanbul
19°C
Hafif Yağmurlu
Per 16°C
Cum 17°C
Cts 19°C
Paz 20°C

Anneler birbirine sarılıp ağladı, 2 can gitti ama onun derdi başka! ‘Bunalıma girdim’

ANTALYA’da scooter üzerindeki 2 genç karşıdan karşıya geçerken aşırı süratle gelen otomobilin çarpmasıyla metrelerce savrularak hayatlarını kaybetti. Feci kazaya ilişkin bugün görülen davada sürücü ‘eğitim hayatının yarıda kalması nedeniyle bunalıma girdiğini’ söyleyerek tahliyesini istedi. Mahkeme, sürücünün tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı ertelerken acı anneler adliye çıkışı birbirilerine sarılıp gözyaşı döktü.

Anneler birbirine sarılıp ağladı, 2 can gitti ama onun derdi başka! ‘Bunalıma girdim’
14.01.2023
180
A+
A-

Kaza, geçtiğimiz 22 Ekim akşamı Muratpaşa ilçesi Portakal Çiçeği Caddesi’nde meydana geldi. Üniversite sınavına hazırlanan lise öğrencileri Mahmut Yağız Balcı (18) ve Ada Kayahan (17), dershaneden çıktıktan sonra arkadaşlarıyla buluşup yemek yedi ve evlerine gitmek için elektrikli scootera bindi.

Balcı idaresindeki scootera, süratli olduğu iddia edilen Muhammed Can Gülmez yönetimindeki 07 BBS 63 plakalı otomobil çarptı. Kazada ağır yaralanan Balcı ve Kayahan, kaldırıldıkları özel hastanede hayatlarını kaybetti.

Gözaltına alınan Gülmez ise sevk edildiği hakimlikçe tutuklandı. 5. Ağır Ceza Mahkemesinde kabul edilen iddianamede Gülmez’in, ‘taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma’ suçundan 2 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi.

Antalya Adliyesi 5. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen ilk duruşmaya, sanık Muhammed Can Gülmez tutuklu bulunduğu cezaevinden SEGBİS yöntemiyle katıldı. Maktullerin aileleri ve taraf avukatları da salonda hazır bulundu. Murat Can Dönmez (23) ise savunmasında, hemşirelik bölümü mezunu olduğunu ve üniversite öğrenimine devam ettiğini söyledi.

Olay gününü anlatan Dönmez, “Mehmet Özdemir arkadaşımla Kırcami’den Sampi kavşağına ilerlerken saat 23.40 sıralarında hızım 78 kilometre civarındaydı. Bulunduğum yolda sol şeritte seyir halindeydim ama palmiye ağaçları nedeniyle refüjdeki kişileri göremiyordum. Yanımda araç ya da engelleyici durum yoktu. Yol açıktı, yağış yoktu, aydınlatma vardı. Belirttiğim hızla seyrederken birden refüjden maktulün kullandığı aracı gördüm ancak olay ani geliştiği için fren basmam ve sağa manevra yapmama rağmen kurtaramadım. Ve kaza meydana geldi. Kendim sağlıkçıyım. Bir dakika içinde 112’yi aradım. Yaralıya müdahale etmeye çalıştım ancak sonuç olmadı. Bu olay sebebiyle ölenlerin yakınlarına baş sağlığı diliyorum, ölenlere Allah’tan rahmet eylesin” dedi. Dönmez, uyuşturucu madde, sigara ya da alkol kullanan biri olmadığını belirtti.

Dönmez, değişik trafik cezaları aldığını ve raporların doğru olduğunu söyleyerek, “Cezaevi ortamında psikolojim bozuldu. Eğitim hayatım yarım kaldı, bu nedenle tutuksuz yargılanmayı talep ediyorum. Olay esnasında frenle birlikte sağa manevra yaptım. Kırcami yolunda keskin bir viraj var, o viraja hızla girmem imkansız. Çok pişmanım, keşke bu olay olmasaydı” diye konuştu.

Müşteki avukatının, “Telefondan canlı yayın yaptı mı? Telefonla görüştü mü? Aracın çarpma anında kendi fren sistemi var mı?” şeklindeki soruları karşısında sanık Dönmez, “Benim kullandığım araç arkadaşımdan satın alındı. Ben de o gün geçici olarak kullanıyordum. Araç yeni bir modeldi. Benim telefonum wifiye bağlıydı ve müzik dinliyordum. Kaza öncesinde kız arkadaşımla görüşmüştüm. Sonrasında ilk önce 112’yi, sonra aracın sahibini, sonra babamı aradım. İnternetim açık, sosyal medya gruplarım var. Aracın kendi airbaglarının açılması ve kendini kilitlemesi ve fren yapması gibi bir durum yaşanmadı. Ben görür görmez fren yaptım, direksiyonu da sağa kırdım. Zorunlu sigortanın yapılmadığından haberim yoktu. Sosyal medya hesaplarımda hız ya da drift gibi paylaşımlar yapmadım. Şehir dışında biraz, her zaman değil. Her zaman hızlı araç kullanan biri değilim” şeklinde konuştu.

Ada Kayahan’ın babası Murat Kayahan ise, “Şikayetçiyiz. Sanığın sosyal medya hesaplarında hızlı ve drift görüntüleri olduğunu, arkadaşlarını etiketlediği tespit ettik. Buradan çıkacak her karar bizim acımızı dindirmeyecek, çocuklarımız geri getirmeyecek. Bu ülkenin yarınları, geleceği için çocuklarımızı pamuklara sararak büyüttük. Kızım o gün dershaneden geliyordu. Herkesi vicdanına havale ediyorum. Sosyal medya görüntülerine mahkeme ulaşabilir. Başka aileler yanmaması için mücadelemizi devam ettireceğiz. Kötülük kazanmasın. Sanığın baş sağlığı dileğini kabul etmiyorum” ifadelerine yer verdi.

Anne Sevim Kayahan, konuşmak istemediğini ve sanıktan sonuna kadar şikayetçi olduğunu bildirdi. Kız kardeş Sevim Kayahan, tek kardeşini kaybetmenin derin bir acısı içinde olduğunu ifade ederek, şikayetçi olduklarını bildirdi.

Yağız Balcı’nın babası Ali Balcı, şikayetçi olduklarının altını çizerek, “Sanığın en ağır ceza ile cezalandırılmasını istiyoruz. Çocuklarımız geri gelmeyecek, onların acısıyla yaşamayı öğreneceğiz. Sanığın başsağlığı dileğini kabul etmiyorum” ifadelerine yer verdi.

Anne Ela Balcı, “Acı içindeyiz. Birilerini hızlı araba kullanacak diye bizim çocuklarımız toprak altında. Hızlı araba kullanmak cana kastetmektir. 50 kilometre yolda 140’la gidemezsin. İki güzel çocuğum toprağın altında. En ağır ceza neyse onuna cezalandırılmasını istiyoruz. Ada ve Yağız gelmeyecek. Kurallar boşa değil. Başsağlığı dileklerini kabul etmiyorum. Sanık eğitim hayatına devam edemediği için bunalıma girdiğini söylüyor. Bizim çocuklarımız üniversiteye gidemeyecek, evlenemeyecek, çocukları olmayacak. Bizim hayatımız bitti” ifadelerini kullandı.

Olay anında sanığın yanında bulunan tanık Mehmet Özdemir (26), “Sanığı 6 aydır tanıyorum. Olay günü havalimanından arkadaşı aldık, başka bir yere bıraktık. O esnada sanık telefon görüşmesi yaptı. Ancak görüşmenin araç multimedya ile yapılıp yapılmadığını bilmiyorum. Radyo açık değildi. Müzik dinlemiyorduk, radyo açık değildi. Araç hareket halindeyken telefon görüşmesi olmadı. Navigasyon sistemi açıktı. Yaya geçidine yaklaştığımızda fark ettim, sanığın fark etmesiyle direksiyonu sağa kırıp fren yaptığını hissettim. Çarpmayla birlikte cam kırıkları koluma isabet etti, kazanın şokunu yaşadım. Sanığın maktullerin yanına gittiğini gördüm. Sanığın hızının yaklaşık 80 kilometre civarında olduğunu tahmin ediyorum. Sosyal medyadan takip ediyorum, arabasıyla çekilen fotoğrafları var ama drift artığı ya da hız yaptığına dair görüntülere rastlamadım” açıklamasını yaptı.

Sanığın avukatı Şahali Arslan, “Bu olay yaşandıktan sonra yol 50’lik oldu, normalde yol 70 kilometrelik yol. Scooter sürücüsü 0,84 promil alkollü çıktı. Yeniden rapor tanzimi, sanığın araç kullanırken hızına ilişkin görüntü kayıtlarından bu hususunun tespitine yönelik gerekli tespitlerin yapılmasını istiyoruz. Sanığın pişmanlığı ortada, deliller toplandı. Öğrenci olduğu için eğitim hakkı var. Kaçma durumu söz konusu değil, sanığın tutuksuz yargılanmasını talep ediyoruz” ifadelerini kullandı.

Aile avukatları ise sanığın “bilinçli taksirle ölüme sebebiyet verme” suçundan yargılanmasını talep etti. Mahkeme heyeti sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek, görüntü kayıtlarının yeniden incelenerek kusur durumunun belirlenmesi için duruşmayı 7 Şubat tarihine erteledi.

Duruşma çıkışı adliye önünde Ada Kayahan ve Yağız Balcı’nın aileleri basın açıklaması yaptı. Gözyaşları içinde birbirlerine sarılan ailelerden anne Sevim Kayahan, bu olayın bir kaza değil cinayet olduğunu belirterek, “Hukuk mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz. Eğer o sürücü 50 kilometre hızla gidiyor olsaydı çocuklarımız şu an yanımızda ve biz burada olmayacaktık. Sonuna kadar gideceğiz” dedi.

Diğer anne Ela Balcı, yaşanan olayın cinayetten farksız bir kaza olduğunu ifade ederek, “Birebir cinayettir, çifte cinayettir. Gencecik çocuklarımızla vedalaştık. Bu emsalsiz bir acı. Davamızın sonun kadar arkasındayız. Sürücünün en ağır ceza neyse onunla cezalandırılmasını istiyoruz. Birileri arabaları hızlı kullanıyor diye gencecik çocukların hayatlarına son veremezler. Artık bu bir uyanış olsun” diye konuştu.

Adliye önünde açıklama yapan Murat Kayahan, “Biz çocuklarımızı kaybettik, hiçbir şey onları geri getirmeyecek. Hiçbir ceza bizi asla ve asla tatmin etmeyecek. Biz istiyoruz ki başka Adalar başka Yağızlar bu uğurda gitmesin. Herkes bu ülkenin kurallarına göre hareket etsin, bu doğrultuda aracını kullansın. Biz çocuklarımızı pamuklara sararak büyüttük. Bu insanlara sunmak için büyütmedik. Biz çocuklarımız yaşasın istiyorduk. Artık kötülük kazanmasın” şeklinde konuştu.

Ailelerin avukatı Deniz Aksoy, ilk duruşmanın iyi geçtiğinin altını çizerek, “Mahkeme heyeti dosyaya hakim. Sanığa sorduğu sorularla olaydaki tüm çelişkileri giderdiler. Ve mahkeme sanığa bilinçli taksirden ek savunma verdi. İddianamede bilinçli taksir istenmemişti. Bu olayda bilinçli taksir hükümlerinin uygulanacağı kanaatindeyiz. Bu dosya, Antalya’dan verilecek bir kararla trafik kazaları açısından bir örnek teşkil edecek. Sürücü ve yayalar açısından örnek bir karar olarak herkesin trafik kurallarına uyması gerektiğini ortaya koyacak. Bilinçli taksir hükümlerinin uygulanmasıyla beraber sanığın tutukluluk halinin devamına karar verildi. Bu nedenle mahkemenin üst sınırdan bir ceza vereceği kanaatindeyiz” diye konuştu.

ETİKETLER:
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.