Site Rengi

DOLAR 32,4088
EURO 34,8461
ALTIN 2.433,50
BIST 9.915,62
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 17°C
Az Bulutlu
İstanbul
17°C
Az Bulutlu
Sal 16°C
Çar 18°C
Per 19°C
Cum 19°C

Korona sürecinde böbrek rahatsızlıkları arttı

ORDU ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ DAHİLİ TIP BİLİMLERİ BÖLÜMÜ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI ÖĞRETİM ÜYESİ DOÇ. DR. AHMET KARATAŞ, KORONA VİRÜS (KOVİD-19) SALGINI DÖNEMİNDE AKUT BÖBREK HASTALIĞINDA ARTIŞ GÖRÜLDÜĞÜNÜ BELİRTEREK, TÜRKİYE’DEKİ YÜKSEK TUZ TÜKETİMİNİN AZALTILMASI GEREKTİĞİNİ SÖYLEDİ.

11.03.2021
124
A+
A-

Ordu Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümü İç Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ahmet Karataş, korona virüs (Kovid-19) salgını döneminde akut böbrek hastalığında artış görüldüğünü belirterek, Türkiye’deki yüksek tuz tüketiminin azaltılması gerektiğini söyledi.

Her yıl 11 Mart tarihinde kabul edilen ‘Dünya Böbrek Günü’ ve aşırı tuz kullanımının zararlarına dikkat çekmek adına, Ordu Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümü İç Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ahmet Karataş basın açıklamasında bulundu. Doç. Dr. Karataş açıklamasında, böbrek hastalığının dünyada çok yaygın olduğunu ve bu hastalığın herhangi bir semptom göstermediğini ifade ederek, korona virüs salgını döneminde de akut böbrek hastalığında artış görüldüğünü aktardı.

Böbrek hastalığını sinsi olduğunu ve 5 evreye ayrılan bu hastalığın kimi zaman kendisini belli etmediğini ifade eden Doç. Dr. Ahmet Karataş, “Erken tanılarda tedaviler daha etkili olabiliyor. Son dönem böbrek yetmezliği geliştiği zaman, artık o aşamadan sonra bu hastaların mutlak suretle üç tedavi yolu var. Periton diyalizi, hemodiyaliz ve bir diğeri de böbrek nakli” dedi.

“Korona virüs döneminde akut böbrek hastalığı farzla oldu”

Ordu’da, Sağlık Bakanlığına bağlı 130 hemodiyaliz makinesi olduğunu, günlük toplam 351 hasta aldıklarını anlatan Karataş, korona virüs salgını döneminde akut böbrek hastalığının arttığını kaydederek, “Genel anlamda hastayı haftada 3 defa diyalize alıyoruz. Kendi müdürlüğümüze bağlı araçlarımız hastalarımızı evlerinden sabah alıyorlar, öğle vakti eve götürüyorlar. Öğle saatlerinde seansı olan hastalar da öğle vakti evlerinden alınıyor, akşam geri götürülüyorlar. Hatta Kovid-19 döneminde akut böbrek hastalığı biraz daha fazla oldu. Kovid-19 döneminde bu fazlalıktan dolayı acaba bir yığılma veya sıkıntı yaşar mıyız diye düşündük. Ama Allah’a çok şükür Ordu’da böyle bir durum yaşanmadı. Yani biz normal ekstradan da hastaları yoğun bakım şartlarında hemodiyalize aldık ve bu pandemi döneminde de sıkıntı yaşamadık diyebilirim. Bu konuda Ordu şanslı diyebiliriz” şeklinde konuştu.

“Böbrek hastalığının en önemli sebebi tuz”

Karataş, böbrek hastalığının en önemli sebebinin tuz olduğunu ve bunun yerine alternatif ürünler tüketilebileceğini ifade ederek, “Tuza da dikkat çekmemiz gerekiyor. Çünkü bizim diyaliz hastalarımız gerçekten hipertansiyon ve diyabete bağlı olarak son dönem böbrek yetmezliğine uğruyorlar. Bizim elimizde olan imkanlar var. Tuzu azaltmamız gerekiyor. 2007-2008 yıllarında Türkiye’de kişi başı günlük 18 grama kadar yüksek bir tuz tüketimi düşüyordu. 2012’de İstanbul, İzmir, Adana, Konya, Ankara gibi şehirlerde 657 hastada yapılan çalışmada tuz tüketimin 15 gram civarında olduğu görüldü, yine çok yüksek. Peki hedefimiz ne? Dünya Sağlık Örgütünün önerisi 5 gram ve altı olarak söyleniyor. Böbrek hastalarında 2 gram. Yani bizim normal yemeklerde ve çıplak olarak tükettiğimiz tuzun toplam miktarı bu şekilde. Yani oldukça düşük olması gerekiyor. Bizim hastalıktan önce korunma yöntemlerini çok iyi geliştirmemiz gerekiyor. Ama hasta olunduğunda da hemodiyaliz ve nefrolojik olarak böbrek açısından bizim Sağlık Bakanlığı’na bağlı olarak hizmetlerimizin çok iyi bir şekilde yürüdüğünü söyleyebiliriz” ifadelerine yer verdi.

Karataş, tuz kullanımının aile eğitimi ile başladığını ifade ederek, tuz kullanımının azaltılması için sirke, limon ve sarımsak gibi alternatif ürünlerin kullanılabileceğini aktardı.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.