Site Rengi

DOLAR 32,4527
EURO 34,7949
ALTIN 2.427,41
BIST 10.082,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 15°C
Az Bulutlu
İstanbul
15°C
Az Bulutlu
Çar 17°C
Per 19°C
Cum 18°C
Cts 19°C

Narenciyenin Gen Bankası Adana’da

PROF. DR. SAADETTİN BALOĞLU, TÜRKİYE’NİN DÜNYA TURUNÇGİL ÜRETİMİNDE YEDİNCİ SIRADA, AKDENİZ BÖLGESİ ÜLKELER İÇERİSİNDE İSE İKİNCİ SIRADA YER ALDIĞINI SÖYLEDİ.

31.03.2021
87
A+
A-

Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Subtropik Meyveler Araştırma ve Uygulama Merkezi narenciyenin gen kaynaklarını Adana’da koruyor. Çukurova Üniversitesinde bulunan gen bankasında 150 tür narenciye bulunuyor. Yeni çeşit çalışmaların yapıldığı merkezde, çiftçilere fidan desteği de sağlanırken yerli gen kaynakları, narenciye koleksiyonu bahçesiyle korunuyor.

Merkez Müdürü Prof. Dr. Saadettin Baloğlu, Türkiye’nin dünya turunçgil üretiminde yedinci sırada, Akdeniz Bölgesi ülkeler içerisinde ise ikinci sırada yer aldığını söyledi.

Turunçgillerde 80’in üzerinde virüs ve benzeri hastalık bulunduğunu belirten Profb Dr. Baloğlu, “Bunlardan yaklaşık 18 ile 20 tanesi ülkemizde tespit edilmiş durumda ve zarar vermeye devam ediyor. Verimsizliğin sebeplerinden biri olarak ta karşımıza çıkıyor. Mücadele yöntemlerinin kısıtlı olması nedeniyle, özellikle başlangıç materyali olan fidanların yani aşı gözlerinin hastalıklardan ari olması çok önem taşıyor. 1970 yılların sonlarına doğru ülkemizde turunçgil çeşit ve geliştirme ıslahı projesi diye bir proje başlatıldı. Bu proje 80’li yıllara gelindiğinde Arsuz’dan Ayvalık’a kadar olan turunçgil yetiştirilen tüm bölgelerdeki turunçgil ağaçları tarandı. Bunların içerisinden bölgemizi temsil edecek üretici ve tüketici taleplerini karşılayacak ağaçlar belirlendi. Bu belirlenen ağaçlar doğru isimle üretilmesi, virüs ve benzeri hastalıkların arındırılması lazım. Merkezimiz arındırma işlemlerini başarıyla yürütmektedir” dedi.

5 milyondan fazla hastalıktan arındırılmış fidan dağıtıldı

1989 yılından bugüne kadar yaklaşık 5 milyon civarında turunçgil fidanını virüs ve benzeri hastalıklardan arındırılmış şekilde dağıttıklarını ifade eden Prof. Dr. Baloğlu, ülke ekonomisine ciddi bir katkı sağladıklarını söyledi. Merkezin 1989 yılından bu yana sertifikalı olarak Türkiye’de ilk üretime başlayan tesislerden biri olduğunu belirten Prof. Dr. Baloğlu, “Bu ürettiğimiz fidanlar satıldı, satılmaya da devam ediyor. Zamanında arındırılmış çeşitlerle değişik yollarla merkezimize intikal etmiş çeşitlerden üretim ve satış yapıyoruz. Bugün itibariyle biz 2022 yılının güz veya 2023 yılı bahar dönemine sipariş alarak fidan üretiyoruz” diye konuştu.

Merkezde 150’ye yakın çeşit muhafaza ediliyor

150 civarında narenciye koleksiyonlarının olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Baloğlu, bakımını yaptıkları damızlık sayılabilecek turunçgil genetik materyalin ellerinde olduğunu söyledi. Ayrıca 65 çeşitten kurulmuş demonstrasyon bahçesinin de olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Baloğlu, şu bilgilere yer verdi:

“Yaklaşık 45 çeşitten talepler doğrultusunda fidan üretip bölge üreticisine satıyoruz. Hatta bunun yanında Kıbrıs, Azerbaycan gibi ülkelere de fidan ihracatımız söz konusu. Çünkü biz topraksız kültürde fidan üretiyoruz. Dışardaki fidanlardan şekli farklı olmakla beraber ismine doğruluk ve hastalıktan arılık konusu oldukça önemli. Bizim yetiştirdiğimiz fidanlardan üretilen meyveler aşı gözleri tek kaynaktan geldiği için daha yeknesak oluyor, dolayısıyla üretici tarafından da ciddi şekilde destek görüyoruz ürünlerimiz talep görüyor. Bunun yanında son zamanlarda hemen hemen herkesin Covid ile ilgili olarak duyduğu ki biz bitkilerde de virüs hastalıklarını benzer yöntemlerden ELISA testi, PCR uygulamaları gibi uygulamalarla sürekli olarak özellikle damızlıklarımızı testleyerek kontrol ediyoruz. Dışarıdan örnek gelirse testlerimizi PCR yoluyla yapıp özellikle virüs ve benzeri hastalıklar için teşhis çalışmalarımızı laboratuvarlarımızda yürütüyoruz.”

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.