Tedavisi tamamlanan minik geyik biberonla besleniyor

Afyonkarahisar’da köylüler tarafından yaralı halde bulunan bir haftalık yavru kızıl geyik, tedavi altına alındığı Afyon Kocatepe Üniversitesi Yaban Hayatı Kurtarma ve Rehabilitasyon Merkezi’nde (AKÜREM) biberonla besleniyor. Yavru geyik uzun bir süre bu şekilde beslendikten sonra doğal yaşam alanına gönderilecek.

Afyonkarahisar’da kırsal bir alanda köylüler tarafından yaralı halde bulunan bir haftalık yavru kızıl geyik ve Doğa Koruma ve Milli Parklar 5. Bölge Müdürlüğüne bağlı Afyonkarahisar Şube Müdürlüğü ekiplerine teslim edildi. Afyon Kocatepe Üniversitesi Yaban Hayatını Kurtarma Rehabilitasyon Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde tedavi altına alınan ve tedavisi tamamlanan yavru geyik görevliler tarafından biberonla besleniyor.

“Kızıl geyiklerin şuanda yavrulama zamanı”

Sağlık durumu gayet iyi olan yavru kızıl geyiğin tedavi ve bakım süreci hakkında bilgi veren AKÜREM Müdürü Doç. Dr. Emine Hesna Kandır, “Kızıl geyik yavrumuz Afyon kırsalında bulunup Doğa Koruma Milli Parklar 5. Bölge yetkilileri tarafından merkezimize iletildi. Kızıl geyiklerin şuan yavrulama zamanı ve bu kızıl geyik yavrusu da yaklaşık 1 haftalık. Henüz meme kordonu yeni düşmüş diyebiliriz ve dişi bir yavru. Bulunduğu alanda köylüler titreyen ve yardıma muhtaç bir yavrunun kendilerine doğru geldiğini görmüşler ve çevrede de köpek riski olduğundan dolayı alıp Milli Parklara teslim etmişler. Normalde doğada geyik yavruları ilk bir kaç hafta bulundukları yerden çok ayrılmazlar. Yani anneleri onları doğumdan sonra günde 4 ila 6 kez ziyaret eder ve 15 ila 30 dakikalık süreçlerde besler ve yanından ayrılır. Sürekli yanında beklemez. Yavru geyiğin ilk bir kaç hafta hareket kabiliyeti oldukça zayıftır. Özellikle ilk 5 gün çok da yerinde kalkmaz. O nedenle de ilk bir kaç haftada anne yavrusunu beslemek için akşam saatlerinde gün ışığı ortadan kalktığında yavrusunun yanına gelir ve 15 ila 30 dakikalık bir beslenmenin ardından tekrar gider. Bu şekilde yavrusunu yırtıcılara karşı, korumaktır temel amacı. Bu süreçte yani şuan Mayıs sonlarından itibaren kızıl geyiklerde üreme sezonu başladı. Ve bizler doğada tarım faaliyetleri ile uğraşırken ya da kuş gözlemi yaparken farklı bir doğa aktivitesi yaparken çeşitli yavru geyiklerle karşılaşma ihtimalimiz var” diye konuş.

“Saklandığı alandan dışarı çıkarak yaralanmış”

Bulunan yavru geyiğin saklandığı alan dışarı çıktığını ve bir takım yaralanmalara maruz kaldığını da aktaran Kandır, “Yavru geyikleri gördüğümüz zaman öncelikle terk edilmiş ya da annesi ölmüş demek doğru değil aslında annesi yakınlarda bir yerde, eğer yavru geyik yaralı değilse, çok açlıktan bağırmıyorsa ve çevrede risk oluşturacak her hangi bir hayvan yoksa hiç dokunmadan çünkü onlar kokusuz ve eğer sizler onlara dokunursanız üzerinde insan kokusu bırakmış olursunuz. Yırtıcı hayvanlara karşı duyarlı hale gelir. Hiç dokunmadan alandan uzaklaşmak, olduğu yerde bırakmak onların geleceği açısından çok daha iyidir. Eğer ki yardıma ihtiyacı olduğuna eminseniz ki mesela bu yavru geyik bulunduğu, saklandığı alandan dışarıya çıkmış ve bir miktar vücudunda ufak tefek sıyrıklar var biraz mücadele etmiş. Bir takım yaralanmalarla köylülere kadar ulaşmış. Böyle bir durumda elbette yardıma ihtiyacı var. Doğar yerde milli parkları aramak ve gerekli uzman kişilere teslim edilmesini sağlamak. Doğada annesiyle büyümesi tercihimiz ancak yardıma muhtaç geyikleri de koruma altına almak bizim görevimiz” diye konuştu.

“Biberonla beslenerek uzun süre merkezde kalacak”

Yavru geyiğin biberonla beslendiği ve uzun bir süre merkezde kalacağını aktaran Kandır, hayvanın Eylül ayı gibi Eskişehir’deki Kızıl Geyik Üretim Sahası’na gönderileceğini aktardı. Kandır, “Yavru geyiğimiz biberonla besleniyor ve insana alışıyor. O nedenle tekrar doğaya dönmesi mümkün olmayacak belli bir süre muhtemelen Eylül ayına kadar bizlerle kalır ve sütten kesim gerçekleştiği zaman da Eskişehir’de Kızıl Geyikleri Üretim Sahası var Çatacık’da. Genelde yavrular büyüyünce oraya gönderiyoruz. Yine bu kez de yavrumuzu oraya göndeririz diye düşünüyorum. Orada kendi türündeki geyiklerle beraber yaşamına devam eder. Oradan da yabanileşmenin ardından tekrar doğaya gönderilme gibi bir imkânı olacaktır” dedi.