Yusuf Kaplan Nur Talebeleri için “Kibirliler” dedi!

Beyaz Gündem Gazetesi’nde yayınlanan bir habere ve iddiaya göre;

“Bediüzzaman Bu Çağa Ne Söyler?” konulu MYmecra kanalından yaptığı açıklamalara ilişkin Araştırmacı Yazar Yusuf Kaplan’ın sözlerini, Araştırmacı ve Psikolojik Danışman Muhammed SONER değerlendirdi.

YUSUF KAPLAN BU ÜLKE İÇİN ÖNEMLİ BİR DEĞERDİR

“Yusuf Kaplan’ın sözlerini dinlerken üzülmemek elde değil ancak her insan gibi Yusuf Kaplan gibi değerli bir ismin de bu yayındaki yanlış ifadelerle karalanıp yok sayılması mümkün değildir. Yusuf Kaplan’ın gerek Türkiye ve geleceği gerekse de İslam alemi açısından değerli bir isim olduğunu unutmamak gerekir. Ancak Yusuf Kaplan’ın bu değerli oluşu yaptığı hataları konuşmamıza da -ki bu kamuoyu muhatap alınarak yapılmışsa- mümkün değildir.”

NUR TALEBELERİ’NE SÖYLENEN SÖZLER YERSİZDİR

“Nur talebelerine, ilgili yayında çok yüklenmiştir. Kabullenilebilecek eleştiri sınırlarını aşan bir yaklaşımı Yusuf Kaplan’a yakıştırmak da mümkün değildir. Nur talebelerinin / Bediüzzaman’ın öğrencilerinin “kibirli” olduğunu ifade etmeleri gibi yersiz sözler sarf ettiği görülmektedir. Sosyolojik analizleri güçlü olan bir düşünür olarak Yusuf Kaplan’ın, Nur talebelerini Risale-i Nur’a yoğunlaşmalarından ve Bediüzzaman’a “kendilerini kapatmalarından” dolayı kibir ile itham etmesi, Nur Talebesi veya Nurcu olarak algılanan kitlenin kibirli olduğunu göstemez. Sosyal psikoloji açısından Nur talebelerinin bu noktada oluşturdukları tablo incelendiğinde onların kibirleri değil, Risale-i Nur’daki “iman esasına yönelik” konular başta olmak üzere Bediüzzaman’ın telifi olan kitaplardaki önemli konulara odaklanarak onlar dışındaki konulara odaklanmamaları olduğu görülecektir. Bu durum bir kibir göstergesi olarak yorumlanamaz, yalnızca odaklandıkları Risale-i Nur’lara “çok yoğun şekilde” odaklandıklarını gösterir.”

“Bediüzzaman’ın eserlerine yoğunlaşmaları eleştiri konusu olabilir. Bu sosyal psikoloji ve toplumun sosyal yapılarına etkisi açısından değerlendirilebilir. Ancak bunu bir “kibir” olarak ifade etmek oldukça çirkin bir durumdur. Kaldı ki Nur Talelebeleri için “Risale-i Nur’a ve Bediüzzaman’a kapatmaları” olarak yanlış algılanan meseleyi Bediüzzaman’ın eserlerinden anlamaya çalışırsak karşımıza çıkacak cümle şu olurdu: “Talebeliğin hassası ve şartı şudur ki: Risale-i Nur’u (Sözleri) kendi malı ve telifi gibi hissedip sahip çıksın ve en mühim vazife-i hayatiyesini onun neşir ve hizmeti bilsin.””

NUR TALEBELERİ YORUMLARLA EN GÜZEL CEVABI VERMİŞLER

“Yusuf Kaplan’ın kibir ithamına rağmen yayına gelen yorumlara baktığımızda ise Yusuf Kaplan’ın değerli tespitlerini tebrik eder biçimde yorumların Nur Talebelerinden gelmesi ve ihtilaf yerine Yusuf Kaplan’ı muhabbetle kucaklamaları, Nur talebelerinin “Bediüzzaman’ın kibirden uzak ve kendisini eleştirenleri dahi dini hassasiyetiyle kucakladığı” gibi kucaklayıcı olduklarını göstermiştir. Bu en güzel fiili cevap olmuştur.”