Site Rengi

DOLAR 32,5426
EURO 34,8395
ALTIN 2.445,02
BIST 9.915,62
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 15°C
Az Bulutlu
İstanbul
15°C
Az Bulutlu
Pts 17°C
Sal 17°C
Çar 18°C
Per 19°C

Açık tenli ve renkli gözlülerin gizli hastalığı: Rozase

MEDİCAL PARK ORDU HASTANESİ DERMATOLOJİ UZMANI DOÇ. DR. ÖZLEM EKİZ

25.05.2021
91
A+
A-

Literatürde ‘rozase’ olarak bilinen gül hastalığının daha çok açık tenli ve renkli gözlü kişilerde görüldüğünü belirten Dermatoloji Uzmanı Doç. Dr. Özlem Ekiz, “Rozase hastaları, yemek yerken, çay ve kahve tüketirken aşırı sıcak olmamasına dikkat etmeli ve ayrıca çok fazla çay ve kahve tüketmemelidirler. Hatta yemek yaparken yemeğin buharının yüzlerine gelmesinden dahi kaçınmalıdırlar” dedi.

İnsanın zaman zaman utandığında, heyecanlandığında veya stresli anlarında yanaklarının kızardığını ancak bazı kişilerde ‘yanaklarda kızarıklığın’ uzun süre gitmemesinin ardında toplumda az bilinen bir hastalığın yattığını belirten Medical Park Ordu Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Doç. Dr. Özlem Ekiz, ‘Gül hastalığı’ olarak da adlandırılan “rozase” hastalığı hakkında bilgilendirmelerde bulundu.Doç. Dr. Özlem Ekiz, toplumda yaygın olan gül hastalığının açık tenli ve renkli gözlü kişilerde sık görüldüğünü söyledi.

40’lı yaşlarda pik yapıyor

Gül hastalığının genellikle 30’lu yaşlarda başlayıp, 40- 50’li yaşlarda pik yaptığını söyleyen Medical Park Ordu Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Doç. Dr. Özlem Ekiz, Rozase’nin genellikle 30-50 yaş arası erişkinlerde ortaya çıkan, burun, çene, alın ve yanaklar gibi yüzün orta kısmını etkileyen, kızarma ve yanma atakları ile başlayıp daha sonra belirgin kızarıklık, kılcal damarlarda artış, sivilce benzeri lezyonlar, bazen de kalıcı şekil değişikliğine neden olabilen, sık görülen kronik bir deri hastalığı olduğunu belirtti.

Ekiz, “Toplumda yaygın görülen bir hastalıktır. Genellikle 30’lu yaşlarda başlamakta olup, 40 ila 50 yaşlar aralığında pik yapmaktadır. Nadiren de olsa 12 yaş civarında da hastalığın başladığına rastlanmaktadır. Hastalık açık tenli ve renkli gözlü bireylerde daha sık görülmektedir. Kadınlarda biraz daha erken yaşlarda başlarken, erkeklerde ise genellikle 40 yaşından sonra daha sık rastlanılmaktadır. Ayrıca kadınlarda erkeklere göre 3 kat daha fazla görülmektedir. Fakat erkeklerde hastalık daha şiddetli seyretmekle birlikte ve burun-çene gibi bölgelerin derisinde kalınlaşma ve kabalaşma gibi değişikliklere de daha sık rastlanmaktadır” ifadelerini kullandı.

Sıcak yemekler hastalığı tetikliyor

Gül hastalığının özellikle güneşte ve sıcakta arttığı için rozase hastası olan kişilerin güneşten korunması gerektiğini ve gıda tüketimine dikkat etmesi gerektiğini söyleyen Doç. Dr. Özlem Ekiz, hastalığı alevlendiren faktörleri ise şöyle sıraladı:

”Rozase hastaları, yemek yerken, çay ve kahve tüketirken aşırı sıcak olmamasına dikkat edilmeli ve ayrıca çok fazla çay ve kahve tüketmemelidirler. Hatta yemek yapılırken yemeğin buharının yüze gelmesinden kaçınılmalıdır. Çok acı ve baharatlı gıdalar, alkollü içecekler, sigara ve diğer tütün ürünleri tüketilmemesi gerekir. Duş alırken hafif ılık su tercih edilmelidir, banyo yaparken çok sıcak su kullanmak hastalığı daha da alevlendirir. Bunun yanı sıra, yüzü tahriş edici temizlik malzemeleri, aşırı egzersiz ve psikolojik stresten de uzak durmak faydalı olacaktır. Rozasenin tamamen iyileşmesi zordur. Tedavi genellikle hastanın mevcut klinik bulgularına göre değişmektedir. Ancak yine de uygun bir tedavi ve hastanın uyması gereken genel önlemler ile hastalık kontrol altında tutulabilmekte ve istenmeyen kozmetik sonuçlar ortadan kaldırılabilmektedir.”

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.